Histriyonik Kişilik Bozukluğu İlgi Odağı Olma Bağımlılığı

Histriyonik Kişilik Bozukluğu İlgi Odağı Olma Bağımlılığı

Bir düğüne gittiğinizde gelinden daha süslü giyinen, cenazede en yakını ölmüşçesine herkesten yüksek sesle ağlayan veya sıradan bir iş toplantısında bile flörtöz tavırlarıyla dikkati dağıtan birini tanıyor musunuz?

İlk bakışta "Ne kadar canlı, ne kadar dışa dönük" dediğiniz bu kişiler, zamanla sizi duygusal bir lunaparka sürükleyebilir. Çünkü onlar için dünya bir tiyatro sahnesidir ve onlar da bu sahnenin başrol oyuncusudur. Işıklar üzerlerinden çekildiği an, yani ilgi kesildiği an, derin bir depresyona, öfkeye veya panik haline bürünürler.

Tıbbi literatürde Histriyonik Kişilik Bozukluğu (HKB) olarak bilinen bu durum, sadece "dikkat çekme isteği" değil, ilgisiz kalındığında "yok olma" korkusu yaşayan, derin bir benlik saygısı sorunudur. Bu rehberde; abartılı duyguları, ayartıcı davranışları ve bu kişilerle baş etme yollarını inceleyeceğiz.

Histriyonik Kişilik Bozukluğu Nedir?

Histriyonik Kişilik Bozukluğu: Aşırı duygusallık ve sürekli ilgi odağı olma ihtiyacı ile karakterize bir "B Kümesi" kişilik bozukluğudur. Bu kişiler, ilgi görmedikleri durumlarda kendilerini rahatsız ve değersiz hissederler. Duyguları çok hızlı değişir (bir anda ağlayıp bir anda gülebilirler) ve genellikle insanlarla ilişkilerini olduğundan daha samimi (hemen "canım", "bitanem" deme gibi) algılama eğilimindedirler.

1. "Beni Fark Et, Yoksa Ölürüm"

Histriyonik kelimesi, köken olarak "aktör/oyuncu" demektir. Bu kişiler hayatı oynarlar. Ancak bu bir rol değil, hayatta kalma mekanizmasıdır. Çocukluklarında (genellikle) "sadece cici/komik/güzel olduğunda" sevgi gören çocuklar, yetişkinliklerinde de sevgiyi ancak "performans sergileyerek" alabileceklerine inanırlar.

Onlar için ilgi, oksijen gibidir. Pozitif veya negatif olması fark etmez; yeter ki onlara bakılsın. Eğer ortamda başka biri konuşuluyorsa, ilgiyi geri almak için aniden fenalaşabilir, bir sakarlık yapabilir veya şok edici bir hikaye anlatmaya başlayabilirler.

2. Tanı Kriterleri: 5 Temel Belirti

Birinin sadece dışa dönük mü yoksa Histriyonik mi olduğunu nasıl anlarsınız? DSM-5 kriterlerine göre şu işaretler belirleyicidir:

  1. Cinsel Ayartıcılık ve Provokatif Giyim: Uygunsuz ortamlarda bile (iş yeri, cenaze, aile yemeği) cinselliği ön plana çıkaran kıyafetler giyer veya flörtöz davranırlar. Bunu "baştan çıkarmak" için değil, "bakılmak" için yaparlar.
  2. Yüzeysel ve Değişken Duygular: 5 dakika önce "Hayatım bitti" diye hıçkırarak ağlarken, 5 dakika sonra şen şakrak kahkaha atabilirler. Duyguları derin değil, sığdır.
  3. İzlenimci Konuşma Tarzı: Olayları çok abartılı anlatırlar ("Muhteşemdi!", "Korkunçtu!", "Felaketti!") ama detay sorulduğunda verecek cevapları yoktur. İçerik boş, sunum abartılıdır.
  4. Etki Altında Kalma: Çok kolay kandırılabilirler. Birinin fikrini hemen benimserler, bir otorite figürüne anında bağlanırlar.
  5. İlişkileri Yanlış Yorumlama: Daha dün tanıştığı birine "en iyi arkadaşım" diyebilir veya doktorunun profesyonel ilgisini "bana aşık" diye yorumlayabilirler.

3. Narsist ile Farkı Nedir?

Bu iki bozukluk çok karıştırılır çünkü ikisi de ilgi ister. Ancak motivasyonları farklıdır:

  1. Narsist: "Bana hayran olun, ben sizden üstünüm" der. Soğuk ve kibirlidir. Eleştirilirse saldırır.
  2. Histriyonik: "Beni sevin, bana bakın, bana acıyın" der. Sıcak ve yapışkandır. Eleştirilirse ağlar ve kurbanı oynar. Narsist güç ister, Histriyonik duygusal yakınlık (veya onun illüzyonunu) ister.

4. İlişkilerde Yaşanan Krizler: "Drama Queen" Sendromu

Bir Histriyonik ile ilişki yaşamak, 24 saat süren bir pembe dizi setinde yaşamak gibidir.

  1. Başlangıç: Çok heyecan vericidirler. Sizi eğlendirirler, tutkuludurlar.
  2. Gelişme: Sürekli kriz çıkarırlar. "Beni aramadan, beni sevmiyor musun?", "O kıza neden baktın?" kavgaları bitmez. Sizi elde tutmak için kıskandırma oyunlarına başvururlar.
  3. Sonuç: Partner, bu duygusal fırtınadan yorulur ve tükenir.

Eğer terk edilme tehlikesi hissederlerse, intihar tehditleri ("Sensiz yaşayamam, kendimi öldürürüm") savurarak partneri duygusal rehin alabilirler.

5. Tedavi: Sahneden İnip Kendini Bulmak

Histriyonik kişiler genellikle "depresyon" veya "anksiyete" şikayetiyle doktora gelirler. Çünkü taktikleri işe yaramadığında veya yaşlanıp "güzellikleri" solduğunda büyük bir boşluğa düşerler.

Adım 1: Psikoterapi

Tedavinin temeli Psikodinamik Terapi veya Şema Terapidir.

  1. Terapistin görevi, hastaya "ilgi görmeden de değerli olduğunu" öğretmektir.
  2. Duygularını dramatize etmeden, kelimelerle ifade etmesi çalışılır.
  3. "Sürekli onay arama" şeması kırılmaya çalışılır.

Adım 2: İlaç Desteği

Doğrudan bir ilacı yoktur ancak eşlik eden depresyon ve anksiyete atakları için bir psikiyatri randevusu ile antidepresan veya duygudurum dengeleyiciler kullanılabilir.

6. Sıkça Sorulan Sorular (SSS - FAQ)

Histriyonik kişilik bozukluğu zamanla geçer mi?

Tedavi edilmezse yaşla birlikte daha zorlu bir hal alabilir. Gençlikte "sevimli, deli dolu" görülen davranışlar, yaş ilerledikçe toplum tarafından itici bulunmaya başlar, bu da kişiyi daha çok hırçınlaştırır.

Yalan söylerler mi?

Evet ama Antisosyal (Psikopat) gibi planlı yalanlar değil; o an dikkat çekmek veya durumu kurtarmak için "abartılı hikayeler" uydururlar (Mitomani). Kendileri de bu hikayelere inanabilirler.

Bir Histriyonik ile nasıl baş edilir?

  1. Sınır koyun. Kriz geçirdiğinde aşırı ilgi göstermeyin (pekiştirmeyin). Sakinleşince konuşun.
  2. Manipülasyonlarına (intihar tehdidi vb.) boyun eğmeyin, profesyonel yardım alması için psikolog randevusu alması konusunda ısrarcı olun.

Neden kadınlarda daha çok görülüyor?

Eskiden sadece kadınlara özgü (Histeri) sanılırdı. Ancak günümüzde erkeklerde de sık görülüyor. Erkekler daha çok "maço", "çapkın" veya "vücut geliştirme/gösteriş" (Don Juanizm) üzerinden bu belirtileri gösterdiği için gözden kaçabiliyor.

Maskenin Ardındaki Yalnız Çocuk

O abartılı makyajın, o yüksek sesli kahkahaların ve dramatik bayılmaların ardında aslında korkmuş, "Ben buradayım, beni görmezseniz yok olurum" diyen küçük bir çocuk vardır.

Eğer siz veya bir yakınınız bu sonsuz tiyatrodan yorulduysa, perdeleri kapatıp gerçek hayatla tanışma vakti gelmiştir. Sahne ışıkları olmadan da sevilebilir, alkışlanmadan da değerli olabilirsiniz. Bu içsel huzuru bulmak için uzman bir psikolog randevusu veya psikiyatri randevusu alarak ilk adımı atın. Gerçek hayat, hiçbir senaryonun sunamayacağı kadar sahicidir.

Profesyonel Destek Alın

Uzman psikolog ve psikiyatristlerden randevu alın

Yetişkin & Yaşlı

Psikiyatri & Psikoloji

Randevu Al

Çocuk & Ergen

Psikiyatri & Psikoloji

Randevu Al
Güvenli ve ücretsiz randevu sistemi
Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ

Tıbbi İnceleme:

Doğrulanmış

Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi

Bu makale, bilimsel kaynaklara dayalı olarak hazırlanmış ve Doç.Dr.Büşra OLCAY ÖZ tarafından tıbbi doğruluk ve güncellik açısından detaylı incelemeye tabi tutulmuştur.

Doç.Dr. Uzman Danışman
Son İnceleme: 23.12.2025 Bilimsel Kaynaklı Detaylı Profil

Tıbbi Sorumluluk Reddi

Bu makale sadece bilgilendirme amaçlıdır ve profesyonel tıbbi tavsiye, tanı veya tedavi yerine geçmez. Sağlık durumunuzla ilgili sorularınız için mutlaka bir sağlık profesyoneline başvurunuz.

⚠️ Acil Durumlarda: Kendinize veya başkalarına zarar verme düşünceleriniz varsa, derhal 112 Acil Servisi'ni arayın veya en yakın acil servise başvurun.