Hastaneler hayat kurtarmak içindir. Peki ya hayat kurtarılamıyorsa? 1960'lara kadar modern tıp, ölümcül hastaları görmezden gelirdi. Doktorlar "Yapacak bir şey yok" dedikleri hastaların odasına girmez, onlara yalan söyler ("İyileşeceksin" der) ve onları koridorun en karanlık odasında yalnızlığa terk ederdi.
Elisabeth Kübler-Ross, bu sessizlik duvarını balyozla yıktı. O, ölmekte olan hastaların yatağının kenarına oturdu, ellerini tuttu ve tıp dünyasının sormaya korktuğu o soruyu sordu: "Şu an ne hissediyorsun ve bizden ne istiyorsun?"
Bu makalede; İsviçre'nin köylerinden Amerika'nın hastanelerine uzanan bir mücadeleyi, dünyaca ünlü "Yasın 5 Evresi" modelini ve kendi ölümüne giderken yaşadığı ironik sınavı inceleyeceğiz.
Elisabeth Kübler-Ross Kimdir?
Doğum/Ölüm: 8 Temmuz 1926 (Zürih) – 24 Ağustos 2004 (Arizona). Mesleği: Psikiyatrist ve Thanatoloji (Ölüm Bilimi) öncüsü. En Büyük Keşfi: Ölümcül hastalığa yakalanan kişilerin ve yas tutanların geçtiği psikolojik süreçleri modelleyen "Yasın 5 Evresi" (DABDA) teorisini geliştirdi. Hospice (Bakımevi) hareketinin en büyük savunucularındandır. Ölümü bir son değil, bir dönüşüm olarak görmüştür.
1. "İki Poundluk Hiçlik": Görülme Arzusu
Elisabeth, 1926'da İsviçre'de üçüz bebeklerden biri olarak doğdu. Sadece 900 gramdı (2 pound). Ailesi onun yaşamasını beklemiyordu. Üçüz kardeşlerin hepsi birbirine benziyordu, aynı giydiriliyorlardı. Elisabeth bu durumdan nefret ediyordu. Babası bile bazen hangisi olduğunu karıştırıyordu.
Bu durum onda ömür boyu sürecek bir tutku yarattı: "Ben kimim? Beni ben yapan şey ne?" İkinci Dünya Savaşı bittiğinde, henüz genç bir kızken Polonya'ya, Maidanek Toplama Kampı'na gönüllü yardıma gitti. Orada gördüğü manzara hayatını değiştirdi: Gaz odalarına giden çocuklar, duvarlara tırnaklarıyla kelebek resimleri kazımışlardı. Elisabeth sordu: "Ölüme giderken neden kelebek? Çünkü ölüm bir son değil, kozadan çıkıp özgürleşmektir."
2. Amerika Şoku: "Ölmekte Olanlar Konuşmak İstiyor"
Elisabeth tıp okuyup evlendikten sonra Amerika'ya taşındı. Ancak Amerikan hastanelerindeki durum onu dehşete düşürdü. Doktorlar ölümü "kendi başarısızlıkları" olarak görüyor ve ölmekte olan hastalardan kaçıyorlardı.
Elisabeth, üniversitede çığır açan bir ders başlattı: "Ölüm ve Ölmek Üzerine." Derste kürsüye çıkıp ders anlatmak yerine, ölmekte olan bir hastayı tekerlekli sandalye ile sınıfa getiriyor ve öğrencilerinin önünde onunla sohbet ediyordu. Diğer doktorlar ona "akbaba" dedi, dışladı. Ama öğrenciler ve hastalar bu derslere akın etti. Çünkü hastalar ilk kez "insan" yerine konuluyor, korkularını anlatabiliyordu.
3. Büyük Teori: Yasın 5 Evresi (DABDA)
Kübler-Ross, yüzlerce ölmekte olan hastayla yaptığı görüşmeler sonucunda, insanın kötü haberi (ölüm, ayrılık, iflas vb.) aldığında 5 aşamadan geçtiğini keşfetti. Bu evreler lineer (sırayla) olmak zorunda değildir, kişi gidip gelebilir.
- İnkar (Denial): "Hayır, ben değil. Tahliller karışmıştır. Doktor yanlış biliyor." (Şoktan korunma mekanizması).
- Öfke (Anger): "Neden ben? Sigara içenler yaşıyor da ben neden ölüyorum? Allah'ım bu haksızlık!" (Etrafı suçlama).
- Pazarlık (Bargaining): "Allah'ım, kızımın mezuniyetini görene kadar yaşamama izin ver, söz veriyorum bir daha kimseyi kırmayacağım." (Zaman kazanma çabası).
- Depresyon (Depression): Gerçeğin tam idraki. Sessizlik, içe kapanma ve derin üzüntü. (Veda etme süreci).
- Kabullenme (Acceptance): "Tamam, ben hazırım. Mücadele bitti." (Bu bir mutluluk değil, huzurlu bir teslimiyettir).
4. Ölümden Sonra Yaşam: Bilimden Mistisizme
Kariyerinin ikinci yarısında Elisabeth, bilim dünyasını karşısına aldı. Çünkü hastalarının çoğu, ölüm anında "tünelin ucundaki ışığı gördüklerini" veya "ölen yakınlarının onları karşılamaya geldiğini" anlatıyordu.
Ona göre bu halüsinasyon değildi. Elisabeth, Ölümden Sonra Yaşam ve Ölüme Yakın Deneyimler (NDE) üzerine çalışmaya başladı. "Beden sadece bir kışlık paltodur, bahar gelince çıkarır atarız" diyordu. Bu dönemde bazı medyumlarla çalışması ve skandallara karışması (Jay Barham olayı), akademik itibarını zedeledi ama o, inandığı yoldan dönmedi.
5. Kendi Sınavı: "Uçağı Piste Çakılmış Pilot Gibiyim"
Kaderin cilvesi, ömrünü "iyi ölüm"ü anlatmaya adayan bu kadın, kendi ölümünde çok zorlandı. 1995'te bir dizi felç geçirdi ve 9 yıl boyunca yatağa bağımlı yaşadı. "Kabullenme" evresine bir türlü geçemedi. Gazetecilere şöyle diyordu: "Ben ölmeye hazırım ama ölemiyorum! Tanrı işini savsaklıyor. Şu an çok öfkeliyim!"
Kendi teorisindeki Öfke evresini en dibine kadar yaşadı. Bu durum, onun azize değil, etten kemikten bir insan olduğunu gösterdi. Son günlerinde nihayet huzura erdi ve 2004'te "kozadan çıktı".
6. En Önemli Eserleri
- Ölüm ve Ölmek Üzerine (On Death and Dying): (1969 tarihli başyapıtı. 5 evre teorisini anlattığı kitap).
- Yaşam Dersleri: (Ölmekte olanların yaşayanlara verdiği tavsiyeler. Çok umut dolu bir kitaptır).
- Ölümden Sonra Yaşam: (Ruhsal deneyimlerini anlattığı eser).
- Yaşam Çarkı: (Otobiyografisi).
7. Günümüze Etkisi ve Mirası
Bugün dünyada "Hospice" (Ölümcül hastalar için huzurlu bakımevi) sistemi varsa, yas danışmanlığı diye bir meslek varsa, bunu Elisabeth Kübler-Ross'a borçluyuz. O bize, yas tutmanın bir zayıflık değil, iyileşme sürecinin bir parçası olduğunu öğretti.
8. Sıkça Sorulan Sorular (SSS - FAQ)
5 evre sadece ölüm için mi geçerlidir?
Hayır. Boşanma, işten atılma, iflas etme, sevgiliden ayrılma ve hatta bir uzvunu kaybetme gibi her türlü "kayıp" durumunda bu evreler yaşanır.
Herkes "Kabullenme" aşamasına gelir mi?
Maalesef hayır. Bazı insanlar ömür boyu "Öfke" veya "Depresyon" aşamasında takılı kalır ve bu şekilde ölürler. Terapi, kişinin bu takıldığı noktadan ilerlemesine yardımcı olur.
Yas ne kadar sürer?
Bunun bir takvimi yoktur. Elisabeth'e göre; "Yasının bitmesi için yasını tam olarak yaşaman gerekir." Duyguyu bastırırsan yas uzar.
Kelebeğin Özgürlüğü
Elisabeth Kübler-Ross'un hayatı bize şunu fısıldar: Ölümden korkmayın, yaşanmamış hayattan korkun. O, mezar taşına şu harika sözün yazılmasını istemişti ve öyle de oldu: "Görevinizi tamamladığınızda, kendi içinizden doğan bir şafak gibi yükselirsiniz."
Eğer şu an bir kayıp yaşıyorsanız, hissettiğiniz öfkenin ve inkarın normal olduğunu bilin. Siz delirmediniz, sadece iyileşiyorsunuz.